Denizlerimizin Güzelliğini Alıp Götüren Deniz Salyası Nedir?
Çevre gündemini sık sık meşgul eden sorulardan biri deniz salyası nedir oluyor. Deniz sümüğü veya müsilaj da denen deniz salyasının, bir tür organik madde topluluğu olduğunu söyleyebiliriz. Denizlerde görülen bu organik maddeler sümüksü, kremsi veya jelatinimsi yapıda olabilir. Aslında deniz kenarında yaşıyorsanız deniz salyasını siz de yakından görmüş olabilirsiniz. Deniz salyasının kalın ve yapışkan bir dokusu vardır ve bu madde çoğunlukla sarı-beyaz renkte olur. Çevre ve su kaynakları açısından bir tehdit oluşturduğu için adından sık sık söz ettiren bu organik maddeler, şaşırtıcı olsa da doğrudan zararlı değildir. Yani müsilaj maddesel olarak zararlı organizmalar taşımıyor. Ancak bu madde, yapısı dolayısıyla bazı virüs ve bakterileri kendine çekebilir ve altında kalan deniz ekosistemini boğabilir. Bu durum, deniz canlılarının hayatını tehdit eder, doğanın dengesini bozar ve suların kendini yenilemesine engel olur. Zaman zaman ortaya çıkması son derece doğal olan deniz salyasının artması ciddi bir sorun teşkil eder ve doğanın verdiği bir sinyal olarak değerlendirilebilir. Müsilajın gözle görülebilir hâle gelmesi ve çevreyi tehdit edecek seviyelere yükselmesi, su altında bir anormallik olduğu gösterir. Müsilaj, denizin bu anormalliğe verdiği bir tepki, insanlara gönderdiği bir uyarı ve mesajdır.
Deniz Salyası Neden Oluşur ve Nasıl Çoğalır?
Biyolojik ve kimyasal süreçler sonunda oluşan müsilajın çoğalması ve salgın hâlini alması büyük çevresel sorunlardan biridir. Bu aşamada “Deniz salyası neden olur?” sorusunun birçok cevabı bulunur. Bu cevaplardan en masumu, denizin altındaki faylardan çıkan sülfür gazlarının yoğunluğu olur. Tabii tek nedeni bu değildir. Deniz salyası, dünyadaki oksijen miktarının büyük kısmını üreten fitoplanktonların stres altına girmesi sonucunda da oluşabilir. Çünkü temelde deniz salyasının oluşum sebebi, sudaki oksijen miktarının azalması olur. Peki, deniz ve tatlı su ekosisteminin anahtar faktörlerinden biri olan fitoplanktonları strese sokan ve denizdeki oksijen seviyesini azaltan etkenler nelerdir? Sizin de tahmin ettiğiniz gibi bu etkenlerin ilki sanayi atıkları olur. Evsel atıkların müsilaja olan katkısını da unutmamamız gerekir. Kanalizasyonların denizlere dökülmesi, atıkların sulara boşaltılması, müsilajın en büyük önemli arasında yer alır. Deniz salyasının bir diğer sebebi de küresel ısınma oluyor. Her çevresel sorunda karşımıza çıkan bu iklim değişikliği, hakkında daha fazla bilgi almak ve zararlarını mümkün mertebe önlemek için “Küresel Isınma Neden Oluyor?” başlığını inceleyebilirsiniz. Ayrıca denizlerin yeterli soğukluğa ulaşamaması, su sıcaklığının uzun yıllar ortalamanın üstünde seyretmesi müsilaja sebep olan bir diğer etken sayılıyor. İklim şartlarına bağlı olarak deniz yüzeyi ile dibi arasındaki sirkülasyonun minimum düzeyde gerçekleşmesi de müsilajın sebeplerinden biri.
Deniz Salyası Hangi Denizlerde Olur?
İlk olarak 1729’da bildirilen, çevreyi ve balıkçılık endüstrisini tehdit eden, kıyı halkına rahatsızlık veren ve ciddi sorunlara yol açabilen deniz salyası nerelerde var, gelin birlikte öğrenelim. Müsilajın en sık görüldüğü yer Akdeniz oluyor. Nispeten yavaş hareket eden ve sıcak olan denizlerde müsilaj oluşumu daha kolay gerçekleşiyor. Bu özelliklere sahip olan sular, deniz salyasının oluşumuna imkân tanır ve deniz salyasının büyük damlalar hâlinde birikmesine izin verir. Müsilaj, yavaş hareket eden sıcak denizler dışında, kapalı denizlerde de zaman zaman görülebilir. Örneğin Marmara Denizi, kapalı bir olup diğer bir tabirle iç denizdir. Deniz salyası, tarihte birçok kez görülmüştür. Adriyatik Denizi, İtalya kıyılarındaki Tiran Denizi, İngiltere ile İskandinav ülkeleri arasında kalan Kuzey Denizi, bu noktalara örnek verilebilir. Ayrıca yakın zamanda Meksika Körfezi de petrol sızıntıları sebebiyle deniz salyasına maruz kalır.
Deniz Salyası Oluşmadan Önce Ne Gibi Önlemler Alınabilir?
Birçok sorunda olduğu gibi deniz salyası çözümü de oluşumunu önlemekten geçiyor. Deniz salyası oluşumunu önlemenin en basit yolu da doğayı koruyacak adımlar atmakla başlıyor. Geri dönüşüme ve doğal kaynakların doğru kullanımına gereken önem verilirse deniz salyası birçok çevre sorunu gibi ortadan kalkar. Tabii bu aşamada kişisel tedbirler de büyük önem taşır. Kişisel olarak yapılması gereken ilk iş, evsel atıkların ayrıştırılması olmalı. Her atık çöp değildir. Evsel atıkların denize ve su ekosistemine karışmasını önlemek için tüm parçalar cam, kâğıt, plastik, metal, organik madde şeklinde ayrılmalı ve geri dönüşüme hazır hâle getirilmeli. Aynı zamanda kullan-at ürünleri ve özellikle doğada yüzlerce yıl kaldığı bilinen plastikleri hayatımızdan çıkarmamız gerekir. Bu sorular için “Plastik Kirliliği Ne Kadar Zarar Veriyor?” içeriğini okuyarak bu konu hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Bilinçli tüketici olmak, deniz salyası dâhil birçok çevre sorununun önlenmesine yardımcı olur. Bilinçli tüketim; geri dönüştürülmüş malzemelerden imal edilen ürünleri kullanmak, çevreye duyarlı koşullarda üretim yapan markaları tercih etmek anlamına gelir. Ayrıca bu konularda çevrenizi bilinçlendirmek ve daha fazla insanın duyarlı olmasını sağlamak son derece önemlidir.